11 Ekim 2017 Çarşamba

Bir Emzik Bırak-tır-ma Hikayesi

Yaş büyüyüp etrafımda bebeler olmaya başlayınca, olur da bir gün çocuğum olursa emzik vermeyeceğim diyordum hep. Bana göre gereksiz geliyor (tamam bazen sevimli de duruyordu), ne gerek var ki diyordum. Hatta bazen "asla vermem" dediğim de oldu, kabul ediyorum. Pekiiii sonra ne oldu? Bizim bebe emzik bağımlısı oldu.. İşte yaptığım planlara karşılık hayattan yediğim bi tokat daha :)

Doruk sıkıntısız doğdu ve sütüm hemen geldi, ana oğul birbirimizle anlaşabildik ve bebem karnını doyurmaya başladı. İlk hafta ben sersem o sersem kör topal ilerledik, emdikçe sütüm oldum, süt oldukça emdi falan böyle işte.. Eneem bizimki acıkınca ben kucağıma alana kadar ellerini kollarını emmeye başladı ama ne emmek, böyle cork cork.. Sokaktan duyulur yani sesi.. Baktım emdiği yerler kızarıp morarmaya başlıyor aha dedim yandık, o an aile hekimliğinden kontrole gelseler bu evde çocuğa işkence var diyip alırlar Doruk'u elimden yani, öyle bi vakumla emmece.. Tabi yapışık yaşamaya başladık, çocuk acıkınca yolu buluyor sıkıntı yok. 18. gününde bir ağlama bir ağlama haydaa ne oluyor.. Öyle araştır böyle araştır derken çocuk doktorumuzun da söylediği gibi kolik bebe olmuş bizim oğlan. Emmek istiyo ememiyo, ememedikçe kuduruyo, kudurdukça istiyo böyle bi kısır döngü. Napıcaz ne edicez derken bi ışıldama gördüm, ahaa o da ne?? Asla nayır nolamaz dediğim emzik.. Steril et, ver, anaaam meğersem o mucizevi bişeymiş ya, çocuk huzura erdi. Tabi ağlama geldi mi imkanı yok durmuyor, kimine göre aç ondan ağlıyo kimine göre yine aç.. Yav arkadaş süt var bende, öyle böyle değil hem de var yani.. Her ne kadar "aa ne de çokmuş sütün" diyip beni sütümden edip oğlumu sütsüz bıraksalar da anne bedeni geri üretebiliyormuş o sütü, onu da yaşadım yani.. Neyse ne diyoduk, emzik.. O kadar iyi geldi, o kadar sevdim ki kaybolmasın diye koynumda taşıcam o derece. Gittik bol yedek aldık ki aman kaybolursa aranmayalım, bebeyi çatlatmayalım.

Büyüdükçe emzik daha da kurtarıcı oldu, cayk diyo ver emziği gık diyo sokuştur emziği, ohh.. Hedefim 2 yaşına girmeden bıraktırmaktı ,hıhı evet bıraktı, bi kaç saatliğine çantaya bıraktı, sonra heeep aldı. O kadar iştahla emiyodu ki o emziği çevremdekiler hayrandı Doruk'un emme seanslarına.. Anne mimi oldu zaten, mimi aşağı mimi yukarı. Kullanma durumunu abartınca anlattım, bak oğlum emziğini buraya kaldırıyorum, artık uyumak istediğinde vereceğim diye. Bu taktik başarılı oldu, öğlen uykusu gelince gidiyorduk emziğin olduğu yere alıp uyuyor, akşam da aynısı oluyordu. Haa bi de emzik kullanmaya paralel olarak kulak kıvırma alışkanlığı da vardı. Emzik ağıza, el kulağa. Öyle bir kıvırıyordu ki kulağını zannedersin mantı yapıyor. Kıkırdaklar yok olup o kulaklar bozulacak diye aklım çıkıyordu. Yalnız emzik bir uyuşturucu ve iyi bir uyutucuydu. Emziğe arkadaş adını takmıştık ki Doruk adını duyup istemesin, o mimi biz arkadaş diyorduk. Aman arkadaşı kaybolmasın, aman arkadaşı şurda, şifre arkadaştı yani :) Emzik öyle bi hale gelmişti ki onsuz mama içmiyor, emziği salladığımda sapının gövdeye vurmasından çıkan şıkır şıkır sesi duyunca ağzı kulaklarına varıyordu.. Evet bazen aman sussun da emsin diye verdiğim de doğrudur yani.
Bazen utanıyordum ya, aa kocaman çocuk olmuşsun ağzında emzik diyenlere haddini bildiriyordum ama bazen zor geliyordu yani kabullenmek..

Artık 3 yaşa gelmeden bıraktırmam lazımdı, iyice bağlanmıştı, imkanı yok ayrılamazdı daha ama hedefim yazlıkta bıraktırmaktı. Annem babam yanımda, temiz hava, deniz.. Alıştırmalara başlayayım dedim ve 1 emziğin ucunu kestim verdim. İlk gün öyle emdi hiiiiç dokunmadı o durum kendisine. Gece sağlam emziği verdim ki uyanmasın uykusundan(en büyük hata, sakın yapmayın). 2. gün yine verdim ucu kesik emziği ama anladım bi değişiklik var bu durumda. Ağzından çıkartıp çıkartıp baktı, bi güzel çiğnedi, koltuğa vurdu ucunu düzelsin falan diye ama düzelmiyordu. Tabi gece yine sağlam emzik.. Çocuk bu, ne anlayacak demeyeceksin, maşallah zekiler.. 3. gün istemedi kesik emziği, sağlam olanı da aldı bırakmadı, valla bravo Aslı dedim, şimdi hayatta bırakmaz. Bebe resmen daha da bağımlı hale geldi, anca su içmek ve yemek yemek için çıkartıyordu ağzından.. Tebrikler..
Tabi bu arada dişleri aldı başını gitti, dişlek ötesi garip bir şey oldu :(

Velhasıl geldik yazlığa.. O emzik ağızdan hiç çıkmıyor, oğlum bak artık büyüdün arkadaşlarının hiç birinde emzik yok telkinleri daha da geri tepiyordu. Bi sabah kahvaltıda yalnızca 1 minicik parça ekmek yiyip o emziği yine ağzına tıkınca aaa dedim hadi emzik bitti, aldım ondan. Şaşırdı kaldı, hadi dedim bitti bundan sonra yok emzik, gidiyor bizden dedim. Biliyorum yaptığım yanlış, aniden olmamalıydı bu ama zaten yediği gramları saya saya büyüttüm, hiç bir şey yemez hali beni benden aldı.. Yürü dedim denize taş atmaya, hadi stresimizi sinirimizi denize atıyoruz, çıktık gittik epey süre taş attık eğlendik. Denize girdik çıktık, baya yordum onu, akşam da yürü et derken perte çıktı pek emzik huysuzluğu yapamadı. 2. gün anne mimi demeye başladı hadi denize koş koş dedim, yine aynı taktik, oh uyudu gitti.. Hatta gece "aman be amma abartmışlar, çok da kolaymış emzik bıraktırma" dedim, demez olaydım. 3. gece uykusundan bir uyandı, çocuk krizde.. Anası olmasam tanıyamacağım yani, o derece kötü bi durum. Saat gecenin iki buçuk üçü, evde çığlık senfonisi. Annem kalktı, babam kalktı, Doruk alt kata inmek istedi indik, kesmedi bahçe istedi çıktık ama ne ağlamak ne bağırmak. Bi anda bana vurmaya başladı, öyle sinirle ve hırsla vuruyordu ki gözümden gözlük fırladı, eli baya sertmiş oğlumun. 45 dakika boyunca ağladı, bağırdı, çığlık attı ve bana vurdu :( Bi ara annem araya girip "yeter artık vurmana izin vermiyorum, o benim kızım" bile dedi kadıncağız halime üzülüp.. Doruk beni odadan kovdu, çıktım merdivenlerde oturdum, ben gidince rahatladı ve içini çeke çeke daldı uykuya. Resmen nefret etti benden o an.. Neyse çıktık yattık, uykusunda hep içini çekti kuzum :( Sabah bi uyandı çıldırmış gibi yatağın içinde aranıyo, bulamayıp sinirden ağlıyordu. Yine kriz geçirdi tabi, oğlum meme yok, artık gitti demem daha da sinir ediyordu onu. Evde anne mimi, mimi anni mimi diye dolanıyordu ama vermedim, beklenmeyen bi performans sergiledim. Eğer oğlum acı çekiyor, çok üzülüyor diye düşünüp geri verseydim bi daha bıraktıramazdım ona emziği. (şu kararlılığımı bi de Pazartesi başlayıp Salı biten diyetlerimde göstersem tığ gibi olurum yemin ediyorum :)) )

Şansıma o sıralar etrafta emzikli çocuk yoktu ve bu süreci biraz hızlı atlattık.. Bebeklerin ağzında görüyordu ama çok şükür yalnızca anne bak mimi, mimi diyerek geçiyordu. Anlatıyordum her defasında, sende bebekken kullandın, arkadaşların da kullandı ama artık siz bebek değilsiniz büyüdünüz ve o yüzden memeler gitti diye. Ha ne kadar faydası oldu bilmiyorum ama daha bi rahatladı. Arkadaşlar gelmişti, kızlarının emziği vardı, emme talebinde bulunmadı ama anne bak diye gösterdi yine ve bir kaç gece önceden emziğinin yerini göstererek istedi, uykuya dalamadı, hırçınlaştı.. Anlata anlata bi hal oldum ama gittiğini kabullenmesi zor oldu. Telefonumdaki eski videolarını izlediğinde eğer ağzında emzik varsa memeeem memeeeem diye söyleniyo kendi kendine, sildim o videoları da. Neyseki damatlık öncesi bıraktı emziği :) Haziran ayından bu zamana kadar dişlerinde düzelme de oldu. Kulak kıvırma alışkanlığı da bitti. İştahı eskiye oranla daha iyi hale geldi. Sanırım daha kaliteli bir düzene sahip olduk ana oğul..

Doruk 3 yaşına girdiğinde ağzında, benim de çantamda emzik yoktu çok şükür. Zorlu ama sonu başarılı bi süreç oldu bizim için. Seni üzdüğüm için özür dilerim oğlum ama şu hayatta her istediğimiz her an olmuyor maalesef, o yüzden üzgünüm :(
Hatıran olsun diye ekliyorum en yakın arkadaşınla fotoğraflarını, ilerde bakarsın :)

* Seni seviyorum..
* Kendime not: eğer olur da bir gün 2. çocuğum olursa asla asla demicem :) ama emzik konusunu bi düşünürüz :)))