7 Ocak 2016 Perşembe

Özgür Gezen Tavuk Yumurtası

Özgür gezen tavuk ben oluyorum, yumurta da Doruk tabi ki :) Gezen annenin gezen bebesi, armut dibine düşer gibi sözler de söylenebilir tabi bizim için.. Doğru söze ne denir ki.. Gezmeyi hep çok sevdim, hamilelik de durduramadı beni, gezdim.. Hatta bi dönem hamileler evde otursun, dışarı çıkmasın diyen bi amca vardı ya ona inat gezdim valla.. Hemde göbüşkomu burunlarına soka soka(zira 26 kilo aldıktan sonra görünmeyecek yanı kalmamıştı :) )

Eşimin üniversiteden sınıf arkadaşları yılda 2 kere buluşurlar, yanlış olmasın ama META tayfaydı sanırım :) onlarla birlikte Maşukiye'ye kahvaltıya gittik, gitmekle de kalmadım 16 haftalık hamile ben atv ye binip dağ tepe gezdim.. Oğluşkom da gezdi benimle(önceki gün oğlumuz olacağını öğrenmiştik)


İşte benim 1 atv de 3 kişilik ailem :)

Hafta sonları korulara gittik yürüdüm, Koşuyolu Parkı'nda yürüdüm, hiç bir şey bulamadım avmlerde yürüdüm. Yatmadım, gezdim.. Oh canıma değsin :) Mayıs ayında Özaycığımın düğünü için Çan'a gittim, bir sonraki hafta Nihal'le Sezer'in düğününe gittim, ohhh dımtıs dımtıs eller havaya.. Çanakkale'de beni gören bi ufaklık gözlerini yuvalarından fırlatarak aaaaa senin karnından bebek mi doğacaaaak bile dedi :) Çok gülmüştüm ona, kuzucuk ya. Temmuz ayında doğum iznine çıkınca hooop yazlığa gittim, 36. haftama kadar orada kaldım. Ayıptır söylemesi yine gezdim :) Sırf yürüyüş olsun diye babamla pazara çıkıyordum, deniz-kum-güneş üçlüsünden sonuna kadar faydalandım. Yine olsa yine yaparım..
İstanbul'a döndüğümde göbüşko o kadar büyümüştü ki Poyraz'ı kucağıma alamadım, ama bir Cumartesi günü saat 15:00'dan sonra Kapalı Çarşı'dan Mısır Çarşısı'na kadar yürüdüm. Nasıl yaptım bilmiyorum ama yaptım, kimse yapmasın tavsiye etmem :( 37 haftalık falandım, o gün çok korkmuştum ama yaptığım saçmalık sebebiyle..

38. haftamın sonunda sırayla kına gecesine ve düğüne gittim, biraz daha dursam oradan doğuma gidecekmişim zira 2 gün sonra Doruk bey dünyaya geldi :) Yasemin hocam doğuma alıyorum seni dedi ben yok ama ben simit yiyeceğim, Buket'le Poyraz gelecek gezeceğiz diye saçmalıyordum hala :) O simit içimde kaldı ya benim, napıcaz :) Doruk'u hafta sonuna bekliyorduk o hafta başında geldi, hoş geldi..

Şimdi, gezmeyi bu kadar seven bir annenin bebesi evde durur mu?? Durmuyor arkadaş durmuyor.. Kar kış kıyamet, soğuk, hastalık dinlemiyor illa çıkacak.. Bazen tutuyor ayakkabısını getirip salonda giymeye çalışıyor ki aklı sıra beni çıkartın mesajı vermeye çalışıyor.. Resmen huysuz bir çocuk oldu.. Yazlıkta mis gibi her dakika balkonda, bahçede, deniz kenarında, komşudaydı.. Daralıyor valla çocuk.. Zaten bağışıklık sıkıntısından avmler, çoluk çocuklu aktiviteler, gezmeler tozmalar askıya alındı. Bunalımdayız zannımca ama çaktırmıyor paşam. Biraz bahçeye iniyoruz, ama kat kat lahana gibi de çocuk hareket edemiyor bu defada :) Alerjisi var diye sakınmadım da, gittiğimiz kafelere götürdüm, herkes kendi yiyeceğini yedi, düzelene kadar da böyle olacak tabi..  Ahh ahh yazın çok sıcak deriz kışın çok soğuk, bahar gelse de gezsek yahuuu :) Sonbaharda keyfimiz yerindeydi, kanıt hemen aşağıdaki foto :) Gezelim, gezdirelim diye Çanakkale'ye geldik, uçmasın diye çocuğun cebine ağırlık doldurmak lazım :)))) 


Velhasıl, armut dibine düşermiş gerçekten.. Doruk paşam da annesi gibi gezmeyi çok seviyor, babasına pek çekmemiş bu konuda :) Yağmurun, karın birazcık da olsa azaldığını görelim hoop atacağız yine kendimizi sokaklara inşallah.. Bekle bizi Çanakkale, Doruk seni keşfe çıkacak :)


2015 Ocak ayının fotoğrafı, tam 1 sene önce yine Çanakkale'deymişiz. Doruk kuzusu anneannesi ve dedesiyle pek mutlu, Allah bozmasın :)